Güncel
PKK’nın ‘Ya Hep Ya Hiç’ Yolu
![](resimler/detay/103636.jpg?)
Tarih ‘ya hep ya hiç’ yoluna giren, giderek kendisini o yola mahkûm eden çok hareket gördü. Hepsi de ellerinde bir ‘hiç’le aynı çıkış noktasında buluştular ve sonraki yüzyılları bunun travmasıyla, hastalanarak geçirdiler.
Etyen Mahçupyan / AkÅŸam
Amerika’nın Suriye’de PYD güçlerine iltifatkâr yaklaşımı muhtemelen PKK liderliÄŸinin yüreÄŸini bir miktar soÄŸutmuÅŸtur. Kandil’e uzanan bu dolaylı desteÄŸin Türkiye’de harekete geçirilmek istenen son kalkışmanın açık baÅŸarısızlığını giderecek bir etki yaratacağını öngörebilirler. Ancak belki aralarında daha ‘geniÅŸ’ bakabilen bazıları nasıl bir tuzağın içine çekildiklerini de fark edebilirler. Çünkü her ÅŸeyden önce ABD’nin birkaç ay sonra savunacağı pozisyonun epeyce pragmatik mülahazalarla alınacağı açık. PYD’nin ve tabii ki Türkiye’nin de yardımıyla IŞİD geriletildiÄŸinde ortaya çıkacak yeni durumda ABD’nin tavrı aynı olmayabilir. DiÄŸer taraftan Suriye’deki ‘kızıl elmanın’ peÅŸine takılıp giden bir PKK, bunu Türkiye karşısında da bir güç imkânı olarak deÄŸerlendirdiÄŸi takdirde Türkiye’yi tümüyle kaybedebilir.
Gelinen dengeler hesaba katıldığında Suriye’deki imkânın PKK lehine kalıcı bir çözüm yaratabilmesi, örgütün Türkiye ile ‘birlikte’ davranabilme stratejisi geliÅŸtirmesine baÄŸlı gözüküyor. Oysa HDP/KCKhalen tam tersi bir tutum içinde. Bunun tek bir anlamı var: Örgüt ‘ya hep ya hiç’ mantığını güdüyor ve bu hedefe yönelik olarak sadece iki muhtemel dayanağı var: ABD ve bölge halkı… ABD’nin güvenilmezliÄŸini kanıtlamak için ilave bir çabaya ihtiyaç yok. Böylece asıl meseleye geliyoruz: Bölge halkının PKK’nın stratejisine ne derece destek verdiÄŸine… Soru önemli, çünkü eÄŸer ‘ya hep ya hiç’ mantığıyla giderseniz ve bölge halkının desteÄŸine sahip olamazsanız, bir sonraki hamlede ABD’nin mültefit bakışını de yitirme ihtimali çok yükselir ve sonuç bir ‘hiç’ olur…
Bu ay içinde Podem’den (Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları Merkezi) AyÅŸe Yırcalı ile birlikte yaptığımız Urfa ziyaretinin notları geçen hafta başı itibariyle Aljazeera’nın sitesinde yayımlandı. Ä°lginç noktalardan biri son silahlı kalkışma hamlesine yönelik deÄŸerlendirmelerdi… Yırcalı’nın sözleriyle “Kürt siyasetine atfedilen üç yanılgıdan söz edilebilir: 1) Çözüm sürecini AKP dışında bir güç ile yürütemeyeceklerini görmemiÅŸ olmaları; 2) Süreç boyunca saÄŸlanan kazanımların sadece kendi mücadeleleri sayesinde gerçekleÅŸtiÄŸini düÅŸünmeleri; 3) Amerika ve Ä°ran gibi uluslararası güçlerin her halükarda PKK’ya desteklerini devam ettireceÄŸine dair yapılan yanlış hesaplar.”
Belirtelim ki görüÅŸmecilerimiz arasında doÄŸrudan örgütün içinden veya çevresinden de kiÅŸiler vardı, ama deÄŸerlendirmeler çok farklılaÅŸmıyordu. Bu üç maddeye bakınca KCK/PKK’nın gerçeklikle ilgili bir algı sorunu olduÄŸunu düÅŸünmek mümkün. Örgüt Çözüm Süreci’nin bir devlet deÄŸil, AKP projesi olduÄŸunu kabullenmekte zorlandı. Romantik sol ütopyacı ideoloji ile maÄŸdur psikolojisinin bütünleÅŸmesinin kendileri için nasıl bir duygusal ve zihni yabancılaÅŸma üretebileceÄŸiyle ise hiç yüzleÅŸmedi. Buna reelpolitiÄŸin en temel kriterlerinin bile göz ardı edilmesine neden olan bir ‘kendine yontma’ hayalciliÄŸini eklediÄŸinizde, yaÅŸanan yenilgiyi anlamak kolaylaşıyor.
Tarih ‘ya hep ya hiç’ yoluna giren, giderek kendisini o yola mahkûm eden çok hareket gördü. Hepsi de ellerinde bir ‘hiç’le aynı çıkış noktasında buluÅŸtular ve sonraki yüzyılları bunun travmasıyla, hastalanarak geçirdiler.
Henüz yorum yapılmamış.